“Yelken, çocuklara özgüven aşılıyor”

Olimpiyat oyunlarına en fazla katılımı sağlayan sporcuları yetiştiren ana yelken kulübü olarak Türk Spor Tarihi sayfalarında yerini alan ve köklü bir geçmişe sahip olan İstanbul Yelken Kulübü, şimdiye kadar dünya turunu yelkenli ile tamamlayan az sayıda Türk vatandaşını da kulüp bünyesinden çıkardı. 2012’den beri başkanlığını yaptığı İstanbul Yelken Kulübü’nün Fenerbahçe’deki tesislerinde bir araya geldiğimiz Ahmet Saruhan ile başkanı olduğu İstanbul Yelken Kulübünü ve 1991-1992 yıllarında Federasyon Başkanı olarak hizmet verdiği yelken sporu hakkında konuştuk. Saruhan, 8-9 yaşlarındaki çocukların önce tedirgin bir şekilde kursa başladığını ama aradan 1 hafta geçtikten sonra özgüvenlerinin geliştiğini, zamanla yalnız kalabilmeyi ve inisiyatif alabilmeyi öğrendiğini, böylece hayata daha iyi hazırlandıklarını söyledi.

Kulübünüzün kuruluşu, çalışmaları ve amacı hakkında bilgi verir misiniz?

İstanbul Yelken Kulübü 2 Şubat 1952 günü deniz, yelken ve spora aşık 50 kişinin Liman Lokantası’nda bir araya gelmesi ile kuruldu. İstanbul Yelken Kulübü bünyesinden Dünya ve Avrupa Şampiyonlarını yetiştirdi. Kulübümüz sportif yarış aktivitelerinin yanı sıra, uluslararası boyutlu yelken sporu alanında birçok bilimsel toplantı ve seminere de ev sahipliği yapıyor. İstanbul Yelken kulübü, alan ve tesis olarak dünyanın sayılı kulüplerinden biri. Ayrıca, Avrupa da bile bizim sahip olduğumuz tesise sahip olan kulüp azdır. Amacımız, yelken sporundan haberi olmayan, bu sporu yapabileceklerini hayal bile edemeyen ve bugüne kadar yelken dünyası tarafından da keşfedilmemiş olan çocukları yelken sporuna kazandırmak.

Pandemi nedeniyle yelken yarışları bu yıl ertelendi. Yarışlar tekrar ne zaman başlayacak?

Yelken sporunda yarışlar mart ayında başlar ve kasıma kadar devam eder. Sadece aralık, ocak ve şubat aylarında yarışlar olmaz. Biz de 2019 sonunda Türkiye çapında katılacağımız bütün yarışlar için planlamamızı yapmış ve Türkiye Yelken Federasyonuna (TYF) bildirmiştik. Fakat pandemi nedeniyle bütün yarışlar iptal oldu. Başkan olduğumdan beri 7 yıldır düzenlediğimiz kulübümüze ait bir yarışma olan ve Türkiye genelinden bir çok yelken kulübünün katıldığı İstanbul Yelken Kulübü Centre Boat Trofesi’ni de düzenleyemedik. TYF, daha sonra normalleşmeye geçilmesiyle birlikte temmuz ayında yaptığı duyuru ile 15 Ağustos’tan itibaren yarışların tekrar başlamasına onay verdi. Bunun üzerine biz de diğer kulüplerle beraber bir dilekçe vererek, yıl sonuna kadar yarışları tekrardan yapmayı istediğimizi belirttik. İzinler alındı. 5. Uluslararası deniz kızı yarışması ile başladık. Yıl sonuna kadar 5 yarış daha yapmayı planlıyoruz.

Yelken sporu özellikle çocuklara ne katıyor? Kaç yaşında başlamalılar?

Bizim öncelikle aradığımız kişinin okur-yazar olması. Bu yüzden başlamak için 8 yaş uygundur. Yelken sporu kadar kişilik geliştiren ve özgüven aşılayan başka bir spor dalı da yok. Çünkü 8-9 yaşındaki bir çocuk ilk olarak teknesini tanır ve düğüm atmayı öğrenir. Daha sonra eğitim alarak denize çıkar ve denizde rüzgârı kullanarak denizle ve rakipleri ile mücadele etmesini öğrenir. Belirli bir rotayı izleyerek hedefe varmayı ve bu disiplin içinde davranmayı öğrenir. Bu kadar kapsamlı ve çok yönlü başka bir spor disiplini bulunmamaktadır. Hem rüzgarı hem de rakiplerini kollayacak ve 4 duyusunu kullanması gerekecek. Sporcu belli bir yaştan sonra da takım ruhunu kazanarak birlikte mücadele etmeyi öğrenir. Ayrıca bu sporun yapıldığı alanın deniz olması dikkate alındığında, salon ya da saha gibi dezavantajları bulunmuyor. Yelken, sağlık için harika bir spor.

Ailelerin ilgisi nasıl? Çocuklarını bu sporu yapmaları için teşvik ediyorlar mı?

Bugün Türkiye’de spor denince ilk akla gelen futbol. Bunun yanı sıra, son yıllarda uluslararası başarılardan dolayı basketbol da ilgi görüyor. Bu nedenle, gençlerimizi yalnızca futbolun arkasına takılmaktan kurtarıp diğer spor dallarına yönelmelerini sağlamalıyız. Bunun için de ailelere büyük görev düşüyor. Yüzlerce yelken kulübümüz bulunmasına rağmen yelken sporu yeterince bilinmemekte ve ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, neredeyse her mevsim yelken sporu yapmak mümkünken yelken sporu yapılmamakta. Ailelere gelirsek; çocuklarını ilk kez getirdiklerinde tedirgin oluyorlar ama aradan kısa bir süre geçtikten ve çocuklarındaki özgüveni gördükten sonra memnun kalıyorlar. Bir kere can yeleği olmadan kimse denize çıkamaz. Denizde şaka olmaz. Onun için bütün tedbirleri en üst seviyede alıyoruz. Ailelerde çocuğunu rahatlıkla gönderiyor.

Eğitim programlarınızdan da bahseder misiniz?

İstanbul Yelken Kulübü olarak eğitimleri ikiye ayırdık. Çocuklar ve gençler, Ana Yelken’de eğitim alırken, yetişkinler de Atak Akademi’de eğitim alıyor. Ufak çocuklar için var. bir de büyükler olgunlar geliyor. Onlara yat eğitimi veritoruz. 2 okulmumuz var. ana yelken ve atak akademi diye. Yaşlara geöre okullara veriyoruz. Çocuklara ve yetişkinlere göre eğitim veriyoruz. Atak Akademi’deki eğitmenlerimizin askeri ve denizcilik geçmişi olduğu için disiplin, liderlik, zor şartlarda karar verme ve güç koşullarla mücadele konularında yetkinlikleri mevcut. Bu nedenle; bedensel ve psikolojik faaliyetler bir araç olarak kullanılarak katılımcıların özgüvenlerini arttırmak, işbirliği/takım ruhuna sahip olmalarını ve bu yolla gerek iş gerek özel yaşamlarında daha başarılı olmalarını sağlamak temel hedef olarak belirlendi. Ana Yelken’de de çocuklarımıza eğitim veriyoruz, onlara özgüven aşılıyoruz.

Yelken Kulübü olarak üyelerinize ne tür hizmetler veriyorsunuz?

Kulübümüzde spor salonumuz, yüzme havuzumuz ve saunamız var. Denize girilebilen bir plajımız var. Bir aileden bir kişi üye olduğunda, eşi ve çocukları da tüm hizmetlerden yararlanabiliyor. Burası çok seçkin bir yer. Üyeler, bütün gün tesisten faydalanabiliyor. Tesisimiz halka da açık bir tesis ancak hesap geldiğinde üye ile üye olmayan arasındaki fark ortaya çıkıyor. Ayrıca, üyelere düğün, nişan, toplantı gibi organizasyon hizmetleri de sunuluyor.

Kulübünüz kurulduğundan beri Deniz Kuvvetleri ile de yakın temas halinde. Bu ilişkiyi anlatır mısınız?

1952’de kurulduğumuzdan beri Deniz Kuvvetleri ile çok yakın ilişkilerimiz var. Deniz Harp Okulu bütün öğrencilerinin çok iyi bir şekilde yelken öğrenmesini istiyor. Geminin kendisi de bir yelken. Donanma ve Tuzla Harp Okulu ile ilişkilerimiz çok iyi gidiyor. Bizim yarışlara gelerek bilgilerini artırıyorlar. Biz de oraya çocuklarımızı gönderiyoruz. Lazer ve yat eğtiimi alıyorlar. Ayrıca 60 yıldır geleneksel hale gelen Donanma Kupası’nı da organize ediyoruz.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu