Okul seçiminde “beklentilerimiz” mi, “ihtiyaçlarımız” mı?

Tüm anne babalar, çocuklarının değişen ve gelişen ihtiyaçlarının farkında olup bu ihtiyaçların karşılanması için onlara yol göstermek, kendilerini geliştireceği fırsatlar sunmak, onlar için seçimler yapmak ve büyüdüklerinde kendi seçimlerini en doğru şekilde yapabilmelerini sağlamak amacıyla onlara destek vermek için büyük bir özveri gösterirler. En fazla özveri gösterdikleri ve titizlikle karar vermeye çalıştıkları konu ise, çocuklarının hayatlarının büyük bir bölümünü kapsayan ve hayatlarına yön verecek olan okul seçimi konusu olmaktadır.

Eskiden gelecek planlamasında okul seçimi lise ya da üniversitede yapılırken, durmadan gelişen ve hızlanan dünyamızda artık geleceği için doğru kararı verme gündemi, ilkokul ve okul öncesi kurumu seçme aşamasında oluşmaya başladı. Fakat bu seçimleri yaparken sosyal, kültürel ve teknolojik alanlarda birçok gelişimi takip etmekte zorlandığımız gibi, her geçen gün artan okul sayısının ve bu okulların sahip olduğu eğitim olanaklarının, donanımlarının ve sunduğu fırsatların takibinde de zorlanabiliyoruz.

Genel bir yaklaşımla çocuğun eğitimi için tercih edilecek kurumların; yenilikçi eğitim anlayışını benimseyen, özgür öğrenme ortamları sunan, dünya vatandaşı yetiştirme amacı ile uluslararası eğitim programları planlayan, hazır sunulmuş bilgi yerine araştırarak, sorgulayarak, bilgiye öğrencinin ulaşmasını sağlayan bir vizyona sahip olması günümüzde oldukça önem taşımaktadır. Çocuğun kişisel gelişimi yönünden bakıldığında da çocukları farklı yönleriyle tanıyıp potansiyelini en etkin biçimde ortaya koyabilmesi için olanaklar sunan, seçimlerde bulunabilme ve planlama yapabilme becerisini destekleyen, zamanı yönetebilen ve gelişimsel özelliklerine, yeteneklerine ve ilgi alanlarına hitap eden eğitim kurumlarının tercih edilmesi, ebeveynler için önemli yol göstericiler olabilir. Daha kısa ve öz bir ifadeyle “En iyi okul, sizin beklentilerinize ve çocuğunuzun ihtiyaçlarına karşılık verebilen okuldur” düşüncesinden yola çıkabilirsiniz.

Beklentiler önemlidir, ama ihtiyaçları göz önünde tutmak da gerçekçi bir seçimin yapılmasında belirleyici rol oynar. Sadece beklentilere göre yapılan bir seçim, uzun vadede hayal kırıklığına neden olabilir. Çünkü anne baba olarak sizin gerçekleştirmek istediğiniz hayalleri çocuğunuzun yapmasını istemek, yapabileceğinden daha fazla başarı sergilemesini beklemek, kardeşleri ya da yaşıtları ile karşılaştırmak, çocuğun hayal kırıklığı yaşamasına neden olabilir ve yaşadığı başarısızlık duygusu nedeniyle de seçtiğiniz okulun hiçbir önemi kalmayabilir.

Beklentileri iki grupta toplayabiliriz: Seçeceğiniz okuldan beklentileriniz ve çocuğunuzdan beklentileriniz. Okul ile ilgili beklentiler, bir eğitim kurumunda olmasını istediğiniz ya da istemediğiniz her türlü maddeyi kapsar: Okulun bulunduğu yer, binanın fiziki koşulları, ders saatleri, sosyal etkinlikleri, okul kuralları, öğretmenleri, yabancı dil eğitimi, sınıflardaki öğrenci mevcudu, ödev politikası, akademik başarı ölçütleri, programa uygun öğrenme materyallerinin ve ölçme araçlarının geliştirilmesi, elde ettikleri başarılarla yurt içi ve dışında sergiledikleri performansları, veli ile iletişimi, teknoloji kullanım imkânları, mezunlarının iş hayatındaki başarılar ve bunların yanı sıra yemek, servis, sağlık ve güvenlik gibi konular bu başlık altında yer alır.

Okulla ilgili beklentilerin yanı sıra anne babanın çocuklarından beklentileri de eğitim kurumu seçiminde önemli bir rol oynar. Okuldan mezun olduğunda çocuğunun hangi özellikleri kazanmış olmasını istediklerini gözden geçirmek yararlı olabilir. Bu noktada yapılması gereken de çocukla ilgili beklentiler kadar, çocuğun bireysel özelliklerini de çok iyi tanımak ve gerçekçi bir gözle değerlendirebilmektir. İhtiyaçları belirlemek için ise her şeyden önce çocuğun bireysel özelliklerinin farkında olmak gerekir. Bu aşamada en önemli nokta, her çocuğun ihtiyaçlarının birbirinden farklı olduğunun göz önünde bulundurulmasıdır. Bazı çocuklar için akademik ağırlıklı bir okul, çocuğun kendi potansiyelini kullanması için daha iyi bir fırsat oluştururken; bazı çocuklar için ise sosyal etkinliklerin ön planda olduğu bir okul, başarısını daha olumlu etkileyebilir. Dolayısıyla bir çocuk için uygun olan bir okul, diğer bir çocuk için hiç uygun olmayabilir. Ayrıca yapacağınız birebir görüşmelerle seçeceğiniz okulu yakından tanımak, okul ile aile kültürünün ortak noktada buluşabilirliğini görebilmek için en iyi yoldur. Böylelikle sormak istediğiniz her soruyu ilgili yönetici ile paylaşarak, bahsettiğimiz beklenti ve ihtiyaçlarınızı seçtiğiniz okulun karşılayıp karşılamadığını görme şansına sahip olabilirsiniz. Okul ile tanışma görüşmesine özellikle okulun eğitime devam ettiği gün ve saatlerde gitmek, o okul ile ilgili birçok gözlem yapma fırsatı da verebilir.

Son yıllarda kurumlar arası fark yaratmak oldukça önem kazanmaya başladı. Okullar artık özel öğrencileri için özel çalışmalar yapıyor, öğrencilerinin farklı yönlerini ve öğrenme süreçlerini destekleyen birimlerini her geçen gün geliştirmeye yönelik programlar oluşturuyorlar. Böylece bireysel farklılıkları ortaya çıkarmaya ve bu farklılıklara yönelik yönlendirmeler yapmaya önem veriyorlar. Bu özellikler de okul seçimi için önemli artılardır. Okul seçiminde belirleyici bir değerlendirme ölçütü de öğrencinin davranış problemleri, arkadaşları ile uyumu–uyumsuzluğu, okul kurallarına uymama gibi bir problemlerle karşılaşıldığında okulun yaklaşımlarının neler olduğu, sorunu çözmek için hangi kaynakları ne şekilde kullandığı, aile ile okul arasındaki iş birliği, en önemlisi de okul ve aile arasında açık ve şeffaf bir iletişim ağının olup olmadığı konusudur. Çünkü karşılaşılabilecek tüm sorunların çözümü, ancak okul idaresi ve öğretmenler tarafından veliyle doğru şekilde ve doğru zamanda kurulan İşbirliği ve iletişimle mümkün olabilir.

Tüm bu değindiğimiz ölçütleri göz önünde bulundurmanın yanı sıra şu da bilinmelidir ki, her aile için her alanda olduğu gibi okul seçimi için de öncelikler farklıdır. Bu nedenle okul seçimine bu önceliklerle başlanmalıdır. Çocuğunuzun seçeceğiniz okulda kendini huzurlu ve mutlu hissetmesi, bu önceliklerin en başında gelmelidir.

Seda Genç / Psikolog

Irmak Okulları Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu