Deniz Tuzcuoğlu: Kadıköy benim ikinci aşkım

Bu yılın başında organ bağışına destek olmak adına Tanju Okan’ın “Kadınım” şarkısına klip çeken İzmirli müzisyen, 4×4 grubunun solisti Deniz Tuzcuoğlu ile Kadıköy’ü, projelerini ve organ bağışı için yaptıklarını konuştuk. “Kadıköy resmen benim ikinci aşkım. İzmir’e çok benziyor. Hayat daha rahat, özgür, farklı. Burada kendimi İzmir’de hissediyorum. Caddebostan olmasa nefes alamam. Bağdat Caddesi, Göztepe, Erenköy hep nefes aldığım yerler bir İzmirli olarak” diyen Tuzcuoğlu ile söyleşimizin detayları için buyrunuz…

Deniz Bey, biraz klasik bir giriş olacak ama sizi tanıyabilir miyiz?

İzmir doğumluyum. Boşnak asıllı ressam bir babanın (Ressam Ramo) ve Karadenizli bir annenin çocuğuyum. Müziğe çok küçükken başladım. Tenis raketlerini bile gitar şeklinde çalardım mesela. Dönemin hit gruplarını dinleyerek kendimi ve müzik zevkimi geliştirdim. Modern Talking, Depeche Mode, Iron Maiden gibi grupları dinliyordum. Eğitime de 10 yaşında başladım diyebilirim. 16 yaşımda ilk defa sahneye adımımı İzmir Mavi Bar’da attım. Hala müziğin içindeyim o günlerden beri. Üniversite hayatımı son yıllarında İstanbul’a geldim. Daha sonra da Kadıköy’e yerleştim.

Üniversitede Radyo-Tv okudunuz bildiğim kadarıyla…

Evet. 1998’te İstanbul’a geldiğimde çeşitli reklam işleri için görüşmeler yapıyordum. Staj’la başlamıştım, reklam fimleri yapıyordum. Aynı yıllarda “Pendeza” isminde bir grupla Kemancı’da çıkıyorduk. İstanbul piyasasına bir şekilde girmiş olduk. Televizyon, reklam işleri sırasında çeşitli vesileler vasıtasıyla Şahane Pazar, Cine-5 programlarında müzik yapmaya başladım. Sonra dizi müzikleri geldi. “Evli ve Çocuklu” dizisinin müziklerini yaptık ilk olarak. “Eyvah Eski Kocam” ile devam ettik. Jenerik ve reklam müzikleri de yaptım o aralar. Televizyonda sürekli müzik çalan bir adamdım. O dönemler herkes beni az çok tanıyordu.

4×4 nasıl kuruldu?

Grup aslında vardı, ben sonra geldim. Arbak Dal, Burak Kulaksızoğlu ve Göktuğ Şenkal birlikte çalışıyorlardı. Solist arayışları vardı tanıştığımızda, her şey öyle başladı. Benim solistlik dışında aranjörlük, bestecilik gibi yönlerim de var. Onlar da piyasada ve kendi alanlarında Türk Rock hayatına katkıda bulunmuş isimler. Her biri kendi içinde bir dünya. Saf Rock’n Roll benim parçalarımla birleşti. Bir şekilde ortak şeyler çıkarmayı başardık. Güzel bir enerjimiz vardı grup olarak o dönem.

Grubun bir hikâyesi var mı?

Aslında çok komik bir hikayesi var. Arbak’ın bir gün yolda giderken ona yol vermemekte direnen bir 4×4 araca sinirlenmesiyle çıkan bir isim hikâyesi var. Komik tabi… Bunu anlatınca 4×4 üzerinde karar kıldık.

Sizin kilometre taşlarınızdan bir yapımcı var bildiğim? O hikâyede bahseder misiniz?

Rıza Perekli… Teoman’ın “O” şarkısınının prodüktörü, “Biz Nereye” şarkısının bestecisi aynı zamanda. Daha sonra birçok sanatçı ile çalışmış. Ona gittim bir gün, elimde gitarım parçalarımı çalıyorum, söylüyorum. Bana inanılmaz ders olan iki çift laf etti. “Evlat” dedi; “Elindeki gitarı herkes çalıyor. Milyonlarca insan var bu şekilde. Kendin gibi olmayacaksan hiç yapma daha iyi…” Sonra eve gittim ve düşündüm. Yaklaşık 20 yıl yaşadığım şehri terk ettim, İstanbul’a geldim. Dostlarımı, ailemi, çevremi terk edip buraya yerleştim. Tıpkı bir arabesk şarkısının başlangıcı gibi birçok şey yaşamıştım. Ayrılıklar, aşklar vs. Yaşadığım şeyler vardı. Sonra şunu anladım, Rıza ağabey sanki bana eşyalarımla dolu olan bir odanın kapılarını açmıştı. O açtı, ben de kullanmaya başladım.

Yine gruba dönelim. Bugüne kadar neler yaptınız 4×4 olarak?

“Hayır” albümü 2007 yılında çıktı ilk olarak. Albümü bitirdik ama hit şarkı ismi konusunda anlaşamıyoruz, herkes her şeye “Hayır” diyor. Biz de “Hayır” ismini koyduk. Albüm, TMC etiketiyle piyasaya çıktı. Albümde yer alan “Aylar Geçer” ve “Arada Bir” şarkıları kısa sürede ilgi çekti ve kitlelerce sevildi. 2010 yılında “Aşk Katili” ve 2011 yılında “Evet” adlı albümlerimiz yine TMC etiketiyle piyasaya çıktı. Önemli yaptığımız işlerden biri de, Nilüfer’in 2011 yılında çıkan “12 Düet” albümünde “Kim Arar Seni” adlı şarkıyla yer almamızdı. Daha sonra Van İçin Rock’ta deprem konserinde çaldık. “Evet” albümünde yer alan “Ölmek İçin” adlı parçanın akustik versiyonunu, Mayıs 2013’te vizyona giren “Bir Gevrek, Bir Boyoz, İki de Kumru” filminin orijinal film müziği olarak kullandık ve klip çektik. Benim ayrıca gruptan bağımsız yaptığım işler var. 2017 “Kader İzmir’den Yana” şarkısı, ki biraz alaturka bir şarkıdır, bir İzmirlinin özlemini anlatıyor. İkinicisi ise bu yılın başında yaptığımız “Kadınım” cover’ı oldu. Şu anki grup üyeleri ile 2013’ten beri beraberiz. Alp Tiner, Burhan Azemi, Burak Tozkoparan ve ben hala müzik yapmaya devam ediyoruz.

Deniz Tuzcuoğlu

“Kadınım” parçası ve klibiyle müthiş bir etki yarattınız organ bağışı konusunda…

Arkadaşımız Charles Richards’ın bir projesiydi aslında. Bir sosyal sorumluluk projesi… “Kadınım”ın sözleri Mehmet Teoman, müziği Alain Yves Reginald Goraguer, düzenlemesi de 4×4 grubuna ait. Yeni cover’ın mastering’ini Tanju Eren, mix’ini Timuçin Aksüer yaptı. Gerçek bir aşk hikâyesinin ölümsüzleştiği klibin görüntü yönetmenliğini, single fotoğraflarını da çeken Orçun Özkılınç üstlendi. Parçada davul Arbak Dal, bas gitar Burak Kulaksızoğlu, elektro gitar Alp Tiner, akustik gitarlar Deniz Tuzcuoğlu, hammond Uğur Gülbaharlı, keman ve viyola ise Atalay Durmaz tarafından çalındı.

Klibi belgesel tadında çektik, tam 5 gün sürdü. Hastanenin en girilmez yerlerine özel izinlerle girdik. Yoğun duygusal anların yaşandığını söyleyebilirim. 34 yıldır evli bir çift, iyi günde kötü günde birlikteler. Cemal Tekün prostat kanseri, Beyhan Tekün ise kalp nakli bekliyor. Daha iyi durumda olan Cemal Bey, 100 gündür hastanede yatan karısını bir an bile yalnız bırakmıyor. Ona yemek pişiriyor, onun yanında uyuyor, ona hayata sarılma ve devam gücü veriyor. Organ nakline dikkat çekmek için bu klipte rol aldılar. Oldukları gibiydiler. Beyhan Hanım’a da kalp bulundu ama doku uyuşmazlığından geçtiğimiz aylarda kaybettik kendisini. Yaptığımız bu iş, organ nakli konusunda bir duyarlılık oluşmasına neden oldu. Bu yılın tam Sevgililer Günü’nde gösterime girdi. Ayşe Arman köşesinde yazdı, binlerce kişi tarafında okundu izlendi. Kamuoyunda çok ilgi çekti. En azından bir farkındalık yarattık, o konuda çok mutluyum.

 

Bir İzmirli olarak Kadıköy’de yaşıyorsunuz. Kadıköy ile ilgili neler söylersiniz?

Kadıköy resmen benim ikinci aşkım. İzmir’e çok benziyor. Hayat daha rahat, özgür, farklı. Burada kendimi İzmir’de hissediyorum. Aslına bakarsanız İstanbul, bir İzmirli için çok yorucu. Bir yerden bir yere 2 saatte gidiyorsunuz. Trafik, kalabalık, kaos… O yüzden en rahat ettiğim yer İstanbul’da Kadıköy. Caddebostan olmasa ben mesela nefes alamam. Bağdat Caddesi, Göztepe, Erenköy hep nefes aldığım yerler bir İzmirli olarak. İstanbul bir savaş alanı ise, İzmir bir huzur alanı benim için. Zaten “Kader İzmir’den Yana” şarkısı da İstanbul’a bir sitemdir bir şekilde.

Son olarak yeni projeler var mı?

2019’da üç tane 4×4 parçası geleceğinin müjdesini verebilirim. İki tane solo olarak düşüyorum. Önümüzdeki yıl güzel şeyler yapacağız.

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu