Pandemi psikolojinin ve psikologların önemini artırdı

Koronavirüs salgını fizyolojik problemler yaratmasının yanı sıra psikolojik sorunlara da sebep oluyor. Tüm toplum sıkıntı yaşadığı gibi özellikle okullar kapalı olduğu için çocuklar ve aileleri de zor bir dönemden geçiyor. Biz de Brain Goals Psychology Center Kurucusu Uzman Klinik Psikolog Buse Göçmen ile Bağdat Caddesi Caddebostan’daki ofisinde buluştuk, bu süreçte hem çocukların hem de yetişkinlerin korku ve kaygılarla başa çıkması adına neler yapması gerektiği hakkında önemli bilgiler aldık.

Öncelikle size tanıyabilir miyiz? Psikolojiye olan ilginiz nasıl başladı?

2015 yılında Girne Amerikan Üniversitesini bitirdim. Üsküdar Üniversitesi’nde klinik psikoloji masterı yaptım. Şu an Üsküdar Üniversitesi’nde Nöro-bilim üzerine doktoraya devam etmekteyim. Ayrıca, Boston’da Harvard Medical School ‘un düzenlemiş olduğu programa katılarak alzehimer, dikkat eksikilği ve hiperaktive bozukluğu, parkinson ve beyin travmaları üzerine yeni nöro-rehabilitasyon teknikleri hakkında da eğitim aldım. İş tecrübelerime gelirsek; 1.5 yıl çocuklarla anaokulunda çalıştım. Daha sonrasında 1 yıl boyunca özel pskiyiyatri kliğininde psikoterapist olarak devam ettim. Lisans eğitiminin zorunlu olan stajını Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yaptım. Klinik alanında stajımı ise NP İstanbul Beyin hastanesinde tamamladım. Staj süresi boyunca yetişkin, çocuk-ergenlerle çalışma fırsatı buldum. 2019 Şubat ayında da “Brain Goals Psychology” adını verdiğim kendi işimi kurdum. Uzman Klinik Psikolog olarak çalışıyorum.

Brain Goals Psychology’nin farkı nedir? Nasıl bir hizmet sunuyorsunuz?

Brain Goals Psychology’de çocuklara, yetişkinlere, yaşlılara danışmanlık hizmeti veriyoruz. Beyin odaklı çalıştığımız için danışan portföyüm dikkat eksikliği, gelişim geriliği, otizm, alzheimer’e sahip insanlardan oluşuyor. Küçük yaşlarda çocukları olan ailelere rehberlik ediyoruz. Ayrıca onların sorunlarıyla da ilgileniyoruz. Bilişsel bir eğitim veriyoruz. Madde bağımlılığı, şizofreni, bipolar gibi ağır vakalara ise bakmadığımı belirtmek isterim.

Pandemi nedeniyle çocuklar ve aileleri bu durumdan çok etkilendiler. Siz bu durumu atlatabilmeleri için hangi tavsiyelerde bulunuyorsunuz?

Öncelikle pandeminin ortaya çıkması, psikolojinin ve uzman psikologların ne kadar önemli olduğunu topluma gösterdi. Covid-19 sürecinden en çok otizm, dikkat eksikliği nedeniyle özel gereksinime ihtiyaç duyan çocuklar ve onların aileleri etkilendi. Çünkü özel bir eğitime ihtiyaçları var ama okullar kapandığı için sıkıntılı bir süreç yaşadılar. Biz de onlara rehberlik yapıp, yüz yüze veya online olarak danışmanlık vermeye devam ediyoruz. Anne-baba ve çocuğa aynı anda danışmanlık verdiğimiz için anne ve babanın daha da bilinçlenmesi ve bilgilenmesi gerekiyor. Mesela “Bütün oyunları oynadık, daha ne yapabiliriz?” diyorlar. Bu süreçle ailelere destek olarak oyun atölyeleri kuruyoruz. Online olarak çocuklarla birlikte oyun grupları oluşturarak hem zamanı değerli kullanmayı hem de gelişimi için uygun oyunları, ebeveyinler cocukları ile oynamış oluyor. Ailelere hep şunu da söylerim her zaman: Oyun bulma ve zamanı nasıl geçireceğim kaygısına girmeyin. Yemek hazırlarken veya çamaşırları toplarken yani günlük işlerimizde çocuğu da işlere dahil edin. Paylaşımlı olmak ve iş birliği, ortak çalışmalarda kaliteli zamanları doğurur. Çocukla kaygıyı, stresi azaltacak konuşmalar yapılması gerekiyor. Çok fazla haber dinlenmemesi lazım. Çocuk evde kaldığı süreçte ne kadar süre tabet kullanıyor, buna da dikkat edilmeli. Daha önce hiç bilmediğimiz bir sürece girdiğimizden ailelerin destek alması önemli.

Yaşlılarla da çalışıyorum dediniz. 65 yaş üstüne de pandemi sürecinde sokağa çıkma yasağı gibi kısıtlamalar gelmişti. Onlara ne tavsiyelerde bulunuyorsunuz?

Kapanma sürecinde yaşlıları ölüm korkusu sardı. Koronavirüs nedeniyle ölme düşüncesiyle strese girdiler. Ayrıca evde zaman geçirme arttığı için hareketsiz kaldılar. Evde egzersiz yapmalarını tavsiye ediyorum. Beden hareket ederse, beyin çalışır. Vücudu yormayacak şekilde hareket etsinler, günde 50 adım atsınlar. Kol egzersizleri yapabilirler. Ayrıca daha çok telefon görüşmesi yapıp, daha az televizyon izlesinler. Kendilerine yeni bir uğraş edinsinler. Bitki ekebilirler, sevdikleriyle daha sık görüntülü sohbet yapabilirler.

Bu noktada 60-65 yaş üstü için Boston’da Harvard Üniversitesi’nde ve Chicago’da nöro-rehabilitasyon adı altında aldığım eğitimlerden de bahsetmek istiyorum. Interactive Metronome terapisinin Türkiye’de ilk eğiticisi ve uygulayıcısıyım. Metronome Terapisi, alzheirmer, demans, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sorunlarına yardımcı oluyor.  Beyin egzersizleri ile gerekli becerilerini güçlendiriyoruz.

Mart-Nisan- Mayıs aylarında bütün işyerleri gibi sizin işyeriniz de kapanmıştı. Peki bu süreçten siz nasıl etkilendiniz? İletişimi kesmemek için neler yaptınız?

Bu süreçte sosyal çalışmalara ağırlık verdim. Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs sürecinde topluma destek olabilmek adına “Hedef Covid” programını instagram üzerinden hayata geçirdim. İspanya ve İtalya’dan konuklarım oldu. Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için öncelikle ruh sağlığımızı da dayanıklı hale getirmemiz gerekiyor. Bu bağlamda moralleri yüksek tutmak adına İspanya’nın çok değerli bir blues sanatçısı olan Ivan Singh ile birlikte instagram üzerinden canlı yayın yaptık. Kendisi dünya çapında festivallerde sahne alan önemli bir müzisyen. İspanya’dan Türkiye’ye destek oldu. Deneyimlerimizi paylaştık. Başka bir programda ise İtalya’da yaşayan arkadaşım Marco Cagnazzi’de deneyimlerini bize aktardı. Onunla da eğitici bir program yaptık. Kişisel olarak sosyal çalışmalar da yapacağım. Ekim ayında youtube üzerinden eğitici ve öğretici videolar paylaşmayı düşünüyorum.

Günümüzde modern insanın en büyük sorunları neler?

Doğrusunu söylemek gerekirse modern ve şehirli insanın sorunları pandemiyle birlikte değişti. Modern insan şuna alışmıştı: Daha çok tüketen, her şeyi hazır almak ve hızlı elde etmek istiyordu. Es vermek ve anı yaşamak gerektiğinin farkında değildi. Pandemi dönemi “Ailemizle kaliteli vakit geçirebiliyor muyuz?” sorusunu bize düşündürttü. Üretmenin önemini vurguladı. İnsanın önce ruhuna yatırım yapması gerektiği ön plana çıktı. Ruh ve beden bütünlüğü olduğunda gerisi gelecektir diye düşünüyorum.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu