Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde Karaciğer Nakli Merkezi açıldı
Pek çok ilk’leri sağlık sektörüne kazandıran Yeditepe Üniversitesi Hastanesi, Anadolu Yakası için bir ilk’e daha imza atarak Karaciğer Nakli Merkezi’ni hastaların hizmetine açtı. Hastane yönetimi, 3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası içerisinde Karaciğer Nakli Merkezi’nin de tanıtılması amacıyla bir basın toplantısı düzenledi.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde 2 Kasım günü gerçekleşen basın toplantısının açılış konuşmasını, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Faruk Yencilek yaptı. Sözlerine dünyada ve Türkiye’de organ naklinin tarihçesi hakkında bilgi vererek başlayan Yencilek, rakamlarla karşılaştırmalarda bulundu. Dünyada 1954’te ilk başarılı böbrek naklinin yapıldığını aktaran Faruk Yencilek, Türkiye’de ise ilk böbrek naklinin 1975 yılında, ilk kadavradan böbrek naklinin de 1978’te gerçekleştirildiğini söyledi.
ORGAN BAĞIŞI ORANLARI HALA YETERSİZ…
Prof. Yencilek, ülkede organ nakli yapan çok iyi yetişmiş uzmanların olduğunu vurgulayarak; “Hastalarımıza tüm gelişmiş ülkelerde uygulanan tedavi protokollerinin aynısı uygulanıyor. Organ nakli gerekliliği olan tüm hastalarımız, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nin deneyimli ekip ve merkezinde sağlıklarına kavuşabilecek” dedi. Basın toplantısına Yeditepe Üniversite Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Halit Yerebakan da katıldı. Türkiye’de her yıl binlerce kişinin organ nakli için sıra beklerken hayatını kaybettiğini belirten Yerebakan; “Bugün farkındalık artmış olsa da, organ bağışı oranları hala yetersiz düzeylerde” şeklinde konuştu.
“UYGUN ORGANIN BULUNMASI SÜRECİNDE ZAMANLA YARIŞIYORUZ”
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde faaliyete geçen Karaciğer Nakli Merkezi’nin Direktörü Doç. Dr. Onur Yaprak ise, toplantıya katılan hastaların teşhis ve ameliyat süreci hakkında bilgi verdi. Yeni açılan Karaciğer Nakli Merkezi’nde vatandaşların ücretsiz olarak organ nakli olabileceğini vurgulayan Yaprak, hastanın nakil aşamasına kadar zorlu bir süreç geçirdiğine işaret ederek; “Son çare olarak nakil aşamasına gelen hastalarımız için uygun organın bulunması sürecinde zamanla yarışıyoruz. Nakil ihtiyacı olan hastalarımızın ikinci şansı, organ bağışı yapmayı kabul eden sağlıklı bireylerin veya hayatını kaybeden birinin ailesinin elinde” açıklamasında bulundu.
OĞULDAN BABAYA GEÇEN İKİNCİ HAYAT…
Toplantıya yakın zamanda organ bağışı ile hayata tutunan Hayri Kaçar ve Recep Şenol da katıldı. Organ bağışı ile sağlıklarına kavuşan Kaçar ve Şenol, nakil öncesi ve sonrası yaşadıklarını paylaştı. Oğlunun böbreğiyle sağlığına kavuşan 57 yaşındaki Recep Şenol, 25 yıllık diyabet hastası olduğunu, bu rahatsızlığına bağlı böbrek yetersizliği nedeniyle 2012’den itibaren diyalize girmeye başladığını anlattı.
“BİR TEK OĞLUM VAR, ÖNCE KABUL ETMEDİM”
Hastanenin kadavra bekleme listesindeyken uygun organ bulunamaması nedeniyle 29 yaşındaki oğlunun böbrek donörlüğü için gönüllü olduğunu dile getiren baba Şenol; “Bir tek oğlum var, önce kabul etmedim. Ancak Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’ne geldim. Hocalarımızın beni yönlendirmesiyle burada böbrek nakli olmaya karar verdim. Doktorlarımız tüm koşulların ameliyat için uygun olduğuna karar verdi. 20 Temmuz’da nakil oldum. Şu an sağlık durumum ve böbrek fonksiyonlarım iyi. Herkes şu an yürümeye korkuyorken ben koşuyorum. Çok çok iyiyim. Günlük 2 kilometre yürüyorum. Yiyeceğim ve içeceğime dikkat ediyorum. Şu ana kadar dışarıdan kesinlikle bir şey yiyip içmedim. Ne kadar mutlu olduğumu sözle ifade etmek çok zor. Hocalarımız sayesinde iyiyim” diye konuştu.
“ÖNCE ALLAH’A, SONRA DA HOCALARA GÜVENDİM”
Başarıyla karaciğer nakli gerçekleştirilen bir başka hasta Hayri Kaçar’ın sözleri, toplantıya katılan basın mensuplarını hayli etkiledi. Şeker hastalığına yakalandığını, sonraki süreçte nakil için hastaneye gelip karaciğer nakli olduğunu dile getiren Kaçar; “Önce Allah’a, sonra da hocalara güvenerek ameliyat masasına yattım. Ameliyatım çok başarılı geçti, şu an çok iyiyim. Başta hocalarım olmak üzere emeği geçen herkese minnettarım” dedi.
“NAKİL OLMASAYDIM HAYATTA OLMAYACAKTIM”
Sabah Gazetesi Sağlık Editörü Didem Seymen de basın toplantısına hem gazateci, hem de hasta kimliğiyle katılan isimler arasındaydı. Doğuştan böbrek hastası olduğunu ve 2006 yılında kendisine kadavradan böbrek nakli yapıldığını dile gtirerek sözlerine başlayan Seymen; “15 yaşında diyalize girmeye başladım ve çok zorlu bir süreç geçirdim. Nakil olmasaydım, muhtemelen hayatta olmayacaktım. Çünkü pek çok komplikasyon, diyaliz tedavisi sırasında görülüyor. Diyaliz bir tedavi yöntemi, belki bir süre idare edebiliyorsunuz. Diyaliz, umuda ve mutluluğa giden yolda sabırla beklenen ve aşmamız gereken bir dönem. Çok duyarlı bir toplumuz, ama kadavra organ bağışı maalesef yetersiz. Bizler de bu konuda çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz. Ben de organlarımı bağışladım” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE ORGAN NAKLİ BEKLEYEN 26 BİN HASTAMIZ VAR”
Basın toplantısının sonunda organ bağışının önemine değinen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Faruk Yencilek, Türkiye’de organ bağışıyla ilgili şu bilgileri verdi: “2015 yılında Türkiye genelinde bin 969 adet beyin ölümü saptandı. Bunların 470 tanesinin yakınları, organ bağışında bulundu. 2015 yılında 3 bin 204 böbrek nakli (2 bin 534’ü canlıdan 670’i kadavradan), bin 216 karaciğer nakli (871 canlıdan, 345 kadavradan) 89 kalp, 30 akciğer, 7 pankreas, 6 ince bağırsak nakli yapıldı. 2016 Nisan ayı itibariyle Türkiye’de organ nakli bekleyen toplam 25 bin 798 hastamız var. Bu hastalarımız için zamanında organ bulunamazsa hepsini ne yazık ki kaybedebiliriz. 22 bin 579 kişi böbrek, 2 bin 274 kişi karaciğer, 672 kişi kalp, 271 kişi pankreas, 2 kişi ince bağırsak nakli olmak için bekliyor.”
