Reklamcılıkta süreklilik olmazsa olmazdır

Bir günlük, bir haftalık, bir aylık; devamlılığı olmayan reklamlar, çöpe atılan paradır. Bu yüzdendir ki dev firmalar durmadan dinlenmeden reklamda kalır, aklımızda yer ederler. Sürekli reklamın bir özelliği de ekonomik olmasıdır.

Reklam ve Halkla İlişkiler Uzmanı Arzu Kalaylı, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Sürekli reklamla göz önünde olmak iyidir. Ancak bu iş için ayıracağınız bütçenin de sizi sarsmaması gerekir. Günümüz pazarlama ve iletişimin faaliyetlerinde devamlılık zorunlu kılınıyor. Bu açıdan, hızlı ve etkili şekilde yeniliklere ayak uydurabilenler başarılı olabiliyor. Kriz zamanında reklam vermeyi kesen değil, krizi bir yatırım fırsatı gibi değerlendirerek, sektörde boşalan alanlara oynayıp, reklam vermeye devam eden firmalar kazanıyor”dedi. Kalaylı, sözlerine şöyle devam etti:

arzu kalaylı

İNTERNET REKLAMCILIĞININ ÖNEMİ…

“Bu dönemde reklam vermeyi kesen firmalar, kriz ortamı sona erdiğinde bilinirliğini yeniden sağlamak için belki de kriz zamanında yapılacağından çok daha fazla bir harcama yapmak zorunda kalıyorlar. Bu tip zamanlarda tüketici de kendince birtakım kısıtlamalara gideceğinden, çevresinde güvenebileceği markaların bulunması önemlidir. Bu noktada internet, diğer mecralardan farklılaşmaya başlıyor. Reklam vermeyi kesmeyen ancak tasarruflu davranmaya karar veren şirketler için internet, tam anlamıyla biçilmiş kaftan.

AYNI BÜTÇE İLE DAHA FAZLA GÖRÜNTÜLENME…

Çünkü internette yayınlanan reklam, diğer mecralara oranla aynı bütçeyle daha fazla görüntülenme ve aynı anda daha çok kişiye ulaşma imkânı veriyor. Bu da birim kişiye ulaşmak için harcanan maliyetin oldukça düşmesi anlamına geliyor. Kesin olarak ölçümlenebiliyor. Hedef kitle ile markayı buluşturan interaktif çözümler ve yürütülen kampanyalar hakkındaki analizler, detaylı raporlar ile reklam verene sunulabiliyor.

AGRESİF BÜYÜME STRATEJİSİ…

Eskiden az sayıda şirket tarafından uygulan agresif büyüme politikaları, artan rekabetle birlikte hızla Türkiye’de de yayılıyor. Yeni dönemde pazar payını genişletmek isteyen şirketler, çözümü agresif büyüme stratejilerinde buldular. Agresif büyüme taktikleriyle hem daha fazla tüketiciye ulaşılırken, hem de rakiplerin hareket alanı daraltılıyor. Tabii kâr marjları da yükseliyor. Bugün agresif büyüme stratejisi; bankacılık, internet, kimya, gıda ve perakende başta olmak üzere birçok sektörde uygulanıyor. Rekabetin yoğun olduğu sektörlerde agresif büyümeye daha fazla gerek duyuluyor. Örneğin son yıllarda Migros, CarrefourSA ve Bim, Türkiye’nin son dönemde en agresif büyüyen şirketleri olarak dikkat çekiyor.”

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu