Hanri Benazus: “Son liman Atatürk!”

Kuruluşundan bu yana yolunu Atatürk ilke ve devrimleri ile aydınlatan Irmak okulları, Cumhuriyet’imizin 92. yıldönümü ve Atatürk’ün ölümünün 77. yılı anısına, 2-6 Kasım 2015 tarihileri arasında Hanri Benazus “Çağdaş Atatürk Sergisi” ile Cumhuriyet’in değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmanın önemini vurguladı.

Kadıköy Life Dergisi olarak, Atatürk hakkında yazdığı kitaplar ve fotoğraf koleksiyonu ile tanınan Hanri Benazus ve değerli eşi yazar Sevgi Tanrısever ile Irmak Okulları’nda söyleşi gerçekleştirdik. Sevgi Tanrısever, yazmış olduğu 70 kitap ile çocukların hayal dünyasını güçlendirerek sevgi dolu bir neslin yetişmesine emek harcıyor.

“Düşler Ülkesinden Çocuklara Masallar” isimli kitabı, çocuklar için tavsiye edilen kitaplar listesinde gösteriliyor. Tanrısever ayrıca, Atatürk’ü çocuklara içten ve samimi bir dille yazdığı kitaplarda anlatıyor. Aralık 2015 tarihinde yayınlanacak “Atatürk’ün Hayali Türkiye” kitabı için ise heyecanlı bekleyişi sürüyor.

85 yaşında, hayat deneyimini yazılara dökmüş, Atatürk’ü yakından tanımış ve Atatürk’e ait binlerce fotoğrafa sahip çok değerli yazar Hanri Benazus, dergimiz için sorularımızı yanıtladı…

Hanri Bey, Atatürk ile ilk tanışmanız nasıl gerçekleşti?

Ben 7,5 yaşındayken 9 Ekim 1937 tarihinde Atatürk, Aydın’ın Ortaklar Köyü’ne gelmişti. Karşılama heyeti için babam seçilmişti. Babamı zor da olsa ikna ederek ben de karşılama heyeti ile birlikte gittim. Atatürk’ün treni geldiğinde tüm köylüler kendisini karşıladı. Atatürk köylülerle sohbet ederken, ben de babamın yanından kaçarak Atatürk’ün yanına koştum. Kendisi benim saçlarımı okşadı. Sonra konuşması bitince elimden tutup beni trene bindirdi.  Karşılıklı oturduk. Kendisine rakı ve beyaz leblebi servisi yapıldı. Atatürk, gizli içmeyi sevmezdi. Trenin camını açıp köylüler ile şerefe yaparak rakısını içiyordu. Ben de bu arada leblebilerini yemişim. Atatürk tekrar leblebi söyledi. Onları da alıp cebime koymuştum. Farkına vardığım en büyük olay, Atatürk’ün yoğun çocuk sevgisiydi. O’nu hayatta tutan ve bağlayan da çocuklardı. Benim için en büyük olay, Atatürk adımı sorduğunda gerçekleşti.  Bana, “Neden Hanri?” diye sormadı. Benim o gün Türklüğümü tescil etti.

Atatürk fotoğrafları koleksiyonu yapmaya nasıl başladınız?

17 yaşımda tesadüfen çok güzel bir Atatürk fotoğrafı gördüm. Tüm haftalığımı vererek o fotoğrafı satın almıştım. Yoksul bir aile olduğumuz için, hem okuyup hem çalışırken kazandığım haftalığı fotoğrafa vermem annemi çok sinirlendirmişti. İşte 69 senedir yaklaşık 5 bin adet Atatürk fotoğrafı koleksiyonuna böyle başlamış oldum. Çoğunu yayınlamadım, sergilerle halka açıyorum. Ayrıca, Atatürk ile ilgili konferanslar veriyorum. Geçen sene Londra’da ve Paris’te Atatürk ile ilgili konuşmalar yaptım.

Atatürk hakkındaki kitaplarınız haricinde hangi konularda kitap yazıyorsunuz?

Bugüne kadar 68 kitap yazdım. Yaklaşık 30 tanesi Atatürk ile ilgili. Aslında felsefe yazarıyım, kişisel gelişim kitapları yazıyorum. Atatürk’e olan sevgim sebebi ile Atatürk dönem tarihini inceleyip, onunla ilgili kitaplar yazıyorum.

Gelecek nesillere Atatürk ile ilgili neler söylemek istersiniz?

6 sene önce Eskişehir’de bir sergi açmıştım. Orada yoksul çocukların okuduğu okula gittim, konuşma yaptım. Genç bir öğretmen de beni dinliyordu. Konuşmadan sonra çocuklara “Ben Atatürk’üm, Ben Türkiye’yim” diye bağırın dedim ve coşkuyla bağırdılar. Geçen sene o okuldaki genç öğretmene rastladım. Hakkari’de bir okulda çalışıyormuş ve her törende çocuklarla “Ben Atatürk’üm, Ben Türkiye’yim” diye bağırıyorlarmış. Çok mutlu oldum. Çocuklara zamanla bu toplumun ferdi olduğu aşılanırsa, ileride sıkıntı yaşanmaz.

“Niçin Atatürk” başlıklı konferanslarınızda çocuklardan beklentiniz var mı?

Ben 1000 öğrenciden 1 tanesine Atatürk sevgisini aşılarsam, başarmış sayıyorum kendimi. Bana sorarsanız son liman Atatürk!..

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu